İnsanlar, hepsinin bakış açıları o
kadar daralmış ki, insanlığın ne olduğunu unutmuşlar. Her şeye körü körüne
bağlanılmış,kalp ve göz arasındaki duraklar hiçe sayılmış. Gözleri
hiçbir şeyi görmez, kulakları duymaz,dilleri konuşmaz hale gelmiş. Hiç
umursamazlar mı hayatı, çevresindeki insanları,canlıları.Bir o kadarda
bencillerdir, kendilerinden başkasını düşünmezler. O yüzden olacak ki bu
hayat denilen fırtınalı yolculukta, pusulasını kaybetmiş bir kaptana
benzerler. Onlarda aynı çaresiz kaptan gibi, tutunacak bir yelken
bulamamışlardır. En sonunda kadere boyunlarını eğmiş ,vicdanlarını
dinlememişlerdir. İnsan aklı ki kendisinin hiçbir zaman hata
yapmayacağını sanar... Zaman kavramında bile solucan delikleri
varken, kendi aklınızın içerisinde yanlışlar olmadığını nereden
bilebilirsiniz ki? Aklımızı, her zaman vicdanımızın önünde tutuyoruz. Oysa
hayatımızdaki en büyük erdemlerden biridir vicdan. Ama ne yazık ki her
zaman önem sırasında yanlış bir sıraya koyuyoruz onu... Çoğu zaman
çıkarlarımızı,vicdanlarımızın önüne geçiriyor ona göre kararlar
alıyoruz.Günün birinde çıkarlarımızı ön planda tuttuğumuz için ne kadar
pişman olacağımızı bilemiyor, lay lay lom geçiriyoruz bu
hayatı. Vicdanımız,bizi kör uykumuzdan uyandırmaya çalışıyor! Ama ne
çare, sağır olmuşuz bir kere.. Geleceğimizi bir hiç sayıp, o anlık
kazancımızı tercih ediyoruz. Bilmiyoruz ki, gelecekte bunun bedelini ağır
ödeyeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder