20 Eylül 2013 Cuma

AKIL VE VİCDAN

İnsanlar, hepsinin bakış açıları o kadar daralmış ki, insanlığın ne olduğunu unutmuşlar. Her şeye körü körüne bağlanılmış,kalp ve göz arasındaki duraklar hiçe sayılmış. Gözleri hiçbir şeyi görmez, kulakları duymaz,dilleri konuşmaz hale gelmiş. Hiç umursamazlar mı hayatı, çevresindeki insanları,canlıları.Bir o kadarda bencillerdir, kendilerinden başkasını düşünmezler. O yüzden olacak ki bu hayat denilen fırtınalı yolculukta, pusulasını kaybetmiş bir kaptana benzerler. Onlarda aynı çaresiz kaptan gibi, tutunacak bir yelken bulamamışlardır. En sonunda kadere boyunlarını eğmiş ,vicdanlarını dinlememişlerdir. İnsan aklı ki kendisinin hiçbir zaman hata yapmayacağını sanar... Zaman kavramında bile solucan delikleri varken, kendi aklınızın içerisinde yanlışlar olmadığını nereden bilebilirsiniz ki? Aklımızı, her zaman vicdanımızın önünde tutuyoruz. Oysa hayatımızdaki en büyük erdemlerden biridir vicdan. Ama ne yazık ki her zaman önem sırasında yanlış bir sıraya koyuyoruz onu... Çoğu zaman çıkarlarımızı,vicdanlarımızın önüne geçiriyor ona göre kararlar alıyoruz.Günün birinde çıkarlarımızı ön planda tuttuğumuz için ne kadar pişman olacağımızı bilemiyor, lay lay lom geçiriyoruz bu hayatı. Vicdanımız,bizi kör uykumuzdan uyandırmaya çalışıyor! Ama ne çare, sağır olmuşuz bir kere.. Geleceğimizi bir hiç sayıp, o anlık kazancımızı tercih ediyoruz. Bilmiyoruz ki, gelecekte bunun bedelini ağır ödeyeceğiz.
 
Kulaklarımız, ağzımız ve gözümüz gibi aklımızda iflas ediyor sonunda. İşte o zaman anlıyoruz, hayatımız boyunca kaybettiğimiz değerlerden en büyüğünün VİCDANIMIZ olduğunu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder